Bir zamanlar, Rüya Vadisi’nde renkli çiçekler ve neşeli hayvanlarla dolu bir dünya varmış. Bu masalın kahramanı, Minik Prens Tuncay imiş. Tuncay, diğer prenslerden farklı olarak, hayallerini gerçekleştirebilen bir prensmiş.
Bir gün Minik Prens Tuncay, Rüya Vadisi’nde dolaşırken, gizemli bir lamba bulmuş. Lambanın üstünde parlak altın bir yazı vardı: “İstediğin bir dileği yerine getiririm, ama seni gerçekleştirmeye değer bir dilek seçmelisin.”
Tuncay, uzun bir süre düşündükten sonra, “Dünyada herkesin mutlu olduğu bir yer yarat” demiş. Lamba anında parlamaya başlamış ve Tuncay’ı etrafında parlak ışıklarla sararak büyülemiş.
Ertesi gün Minik Prens Tuncay, gözlerini açtığında etrafında muazzam bir bahçe ve neşeli hayvanlar gördü. Rüya Vadisi, onun dileğini gerçekleştirmişti. Herkes birbirine yardım ediyor, çiçekler müzik yapıyor, kuşlar dans ediyordu.
Tuncay, vadide dolaşırken bir grup çocuğun gülme sesini duydu. Onlara yaklaştığında, çocuklar en sevdikleri oyunları oynuyor ve birbirlerine masallar anlatıyorlardı. Tuncay, çocukların ne kadar mutlu olduğunu görünce içi sevinçle doldu.
Rüya Vadisi’nde geçirdiği her gün, Minik Prens Tuncay, insanların sevgi ve dayanışma içinde bir arada yaşayabilecekleri bir dünya yaratmaya kararlıydı. Vadideki herkes, Tuncay’ın dileğini paylaşmış ve Rüya Vadisi, daima mutlu bir yer olmuştu.
Ve böylece, Minik Prens Tuncay’ın masalı, sevgi ve umut dolu bir dünyanın hikayesi olarak Rüya Vadisi’nde yaşamaya devam etti.